2020 MAAŞ ZAMLARINI BORDRO YAKARAK PROTESTO ETTİK

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı
sendikaları, AKP iktidarının 2020 sefalet maaş zamlarını portesto etti.
AKP iktidarının 2020 sefalet maaş zamlarını bordro
yakmak ve protesto etmek için Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri Ulus
Atatürk Heykeli önünde bir araya geldi. Protesto eylemine Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Genel Başkanı
Mehmet Balık, Genel Sekreteri Mücahit Dede, Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan
Kütük, Genel Dış ilişkiler ve Arge
Sekreteri Doğan Altun, Birleşik Kamu-İş Ankara Temsilcisi Kamil Özdemir Genel
Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi,
Ulaşım-İş Genel Başkanı Cihad Koray, Tüm Yerel-Sen Genel Sekreteri Arap
Mucur, bağlı sendikalarımızın
Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Şube Başkanları ve üyeler katıldılar.
İKTİDARIN EMEKÇİLERE
DAYATTIĞI
SEFALET VE
GÜVENCESİZLİĞE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ !
Genel Başkanımız Mehmet Balık ve Birleşik Kamu-İş Ankara İl Temsilcisi Kamil Özdemir, AKP iktidarının 2020 maaş zamlarına ilişkin şu açıklamayı yaptılar:
“Türkiye’deki ekonomik ve sosyal yaşam
şartlarını yok sayan AKP iktidarına sesleniyoruz !
2019 yılı, ekonomik krizin doruğa
ulaştığı ve yıkıcı etkilerinin en ciddi şekilde hissedildiği yıl olarak geride
kalmıştır. Ülkemizde işçi, memur ve emeklilerin yıllık zam oranları, büyük
ölçüde çarpıtılan rakamlara göre belirlenmiştir. Yaşanan ekonomik krizin
neticesi olarak artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon kamu emekçilerinin
yaşamını ciddi bir şekilde etkilemiştir.
AKP iktidarı gerçeği yok sayarak
rakamları küçülmekle uğraşırken eriyen maaşlar, artan borçlar, artan işsizlik
ve gıda artışları emekçilerin gerçek gündemi olmuştur.
AKP iktidarının; Türkiye’yi içine
soktuğu ekonomik kriz ortadır ve sebep olduğu toplumsal çürüme açıktır.
Emekçiler; temel besin maddelerini dahi karşılayamaz duruma getirilmiştir.
TÜİK’in konut, gıda, içecek gibi
kalemlerle derlediği ve enflasyonu hesaplamada kullandığı verilerde,
manipülasyon yaptığı açıktır. Hükümet, enflasyon ile değil enflasyon sepetiyle
mücadele ederek enflasyon rakamlarını olduğunda farklı çıkarmaktadır. Resmi
olarak açıklanan enflasyon ile emekçilerin enflasyonu arasında çok ciddi bir
uçurum vardır. Kamu emekçilerinin ve halkın gündemi bu rakamların üstünde
seyretmektedir.
AKP iktidarı emekçilerden ve
yurttaşlardan farklı yaşam sürmektedir. Krizin etkilerini görmezden gelen
iktidar yetkilileri geçtiğimiz yıl içerisinde ekonomik krizin bedelini
milyonlarca çalışana ve yurttaşa ödetmiştir. Ekonomide sözde büyüme ve
toparlanma söylemlerine rağmen yurttaşların yaşam standartları gün geçtikçe
daha da kötüye gitmiştir.
AKP iktidarının, resmi enflasyon
ve işsizlik oranlarındaki düşüş iddialarına karşılık gerçekler farklıdır.
Türkiye 2020 yılının ilk günlerinde çift haneli işsizlik oranları ve çift
haneli enflasyon oranları ile karşılaşmıştır.
AKP iktidarının, ekonomik krize
ilişkin vurdumduymaz tavrı sosyal bir sorun haline gelmiştir.
Geride bıraktığımız 2019 yılı içerisinde
sadece 45 yurttaşımız ekonomik sebeplerden kaynaklı yaşamlarına son vermiştir.
Yurttaşlarımızın kendi canına kast ettiren bu sürecin sorumlusu mevcut iktidar
ve onun politikalarıdır.
Son bir yılda TÜİK verilerine göre
gıda yüzde 20 oranında zamlandı. Ancak büyük ölçüde rakamları çarpıttığı
anlaşılmaktadır. Çarşıda, pazarda, marketlerde ve alışverişin yapıldığı tüm
noktalardaki fiyatları göz önüne aldığımızda 2019 yılının son ayına gelindiğinde
gıda harcamaları TÜİK verilerinin aksini yüzde 42’yi göstermektedir.
Tüm kamu
çalışanlarının gerçek enflasyonu gıda da yaşanan artış oranıdır. Türkiye’de yoksulluk sınırı 9 bin
TL’yi aşarken Memurların yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında geçim savaşı
vermektedir.
Hükümet 2019 yılında kamu
emekçilerinin yaşam standartlarını göz önüne almayarak % 4+4 zamma mahkûm
etmiş, kamu emekçilerini adil ücret hakkından yoksun bırakmıştır.
2020 yılı için TÜİK verilerini
%11,84 olarak açıklamışsa da bu oran, emekçilerin ve yurttaşların nezdinde yok
hükmündedir. İktidar bu süreçte yine TÜİK verilerini manipüle etmiş adeta
enflasyon oranlarını düşük göstermek için elinden geleni yapmıştır. Kısacası
iktidar enflasyon oranını ülkenin içerisinde bulunduğu duruma göre değil kendi
isteğine göre belirlemiştir.
2020 yılı için yüzde 4 toplu
sözleşme zammına ek olarak % 1,5’lik enflasyon farkının verilmesi yani memur ve
memur emekli maaşlarına %5,5 oranında yapılan zam sefalet ve açlık zammından
başka bir şey değildir.
En düşük memur maaşı 193 TL zam
ile 3417 TL’den 3610 TL’ye yükselirken devlet en düşük memur maaşına 3,71 kg et
oranında, en düşük memur emekli maaşı 137 TL zam ile 2435 TL’den 2572 TL’ye
yani 2,6 kg et oranında zam yapmıştır.
Ülkede memurlar ve memur emeklileri
açlık ve sefalet ile boğuşurken, sarayın bir günlük harcaması 4,5 milyon TL
olmuştur. Lüks ve şatafata doymak bilmeyen iktidar yetkilileri, kendi rahatları
için milyonlarca kamu emekçisini göz göre göre açlığın pençesine itmektedir.
Yine 2020 yılı için kendi
alacağına % 22,5 zam yapan devlet 7 milyondan fazla asgari ücretliye yüzde 15
zammı layık görmüş üstüne dalga geçer gibi asgari ücretli yurttaşa günlük 10 TL
zammı reva görmüştür.
3600 Ek gösterge bir vaat olarak
kalmış, 3600 Ek gösterge bekleyen memurlar için 2019 yılı hayal kırıklığı ile
geçmiştir.
2020 yılı için ön görülecek bütçe
bu yıl cumhuriyet tarihinde ilk kez 1 trilyon TL’yi aşmış, bütçeden memura ve
emekçinin hakkına yine yüksek zamlar ve vergiler düşmüştür.
Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı,
11 ayda 9,6 milyar lira harcarken, Diyanet’in harcaması 6 bakanlığı, birçok
başkanlık ve müdürlüğü geride bırakmıştır. Diyanetin yaptığı harcama ortalama
olarak ataması yapılmayan 180 bin öğretmenin maaşına denk gelmiştir.
Sonuç olarak 2019 yılında kamu
emekçisinin payına; yoksulluk, açlık, sömürü ve güvencesizlik düşerken 2020’de
de ne yazık ki kamu emekçilerini aynı kader beklemektedir.
Bu bakımdan biz kamu emekçilerine
dayatılan sefalet ücretine karşı;
Ø Yüksek vergilere,
Ø Zamlara,
Ø Güvencesizliğe ve geleceksizliğe,
Ø Sendikal baskılara karşı,
Ø Topyekûn mücadele
edeceğimizi,
Ø Hem emeğimize hem
cumhuriyetimize sahip çıkacağımızı,
Ø Bize dayatılan bu sefalet
düzenine son vereceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”