MEMUR-SEN GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME YERİNE KASASINI ŞİŞİRME PEŞİNDE KOŞMAKTADIR

Kamu emekçilerini, sözde toplu sözleşme masalarında
satan, hak kaybına uğratan, kamu emekçilerini değil AKP’nin çıkarlarını gözeten
Memur Sen’in Başkanı Ali Yalçın kendi üyesi olmayan memurlardan toplu
sözleşmeden yararlanabilmesi için Memur-Sen’e “dayanışma aidatı” ödenmesini
istemektedir.
Memura aldığı yüzde üç buçukluk oranla nam salan
Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın haddini bilmelidir. Gariban memurlardan her ay kesilen aidatlar
ile lüks tutkusu, araç ve maaş saltanatı yetmemiş midir. Şimdi de dayanışma aidatı ile sendika ağalığı
istemektedir.
Sendika ve konfederasyon başkanı olduğunu iddia eden zat
çalışma yaşamında kabul edilemeyecek diğeri önerisi de sözde toplu sözleşme
masasında kendisi dışında başka konfederasyonların oturmamasıdır. Yandaş konfederasyon kamu emekçilerini masada satacak
ancak kimse görmesin bilmesin duymasın demektedir.
Kendi üyesi olmayan ve memurlardan haraç istemeye
kalkışan zihniyet bugüne kadar toplu görüşme masalarında memurun istediği
doğrultuda hiçbir başarı kazanamamıştır.
Kamunun ve yurttaşların kesesinden sendikacılık
yapılmasına karşıyız ve grevsiz bir toplu sözleşme masasını meşru görmüyoruz. Grev
hakkı olmadan oturulan sözde “Toplu İş Sözleşmesi” masası orta oyundan
ibarettir.
Sendikalar emek, sınıf, mücadele ve dayanışma
örgütleridir. Gücünü işverenin ödediği aidatlardan değil üyelerinin gönüllük
esasına dayalı olarak ödediği aidatlardan ve örgütlü mücadele ruhundan
almalıdır. Kaldı ki; Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve bağlı
sendikaları aidatların doğrudan üye tarafından ödenmesini savunur.
Toplu İş Sözleşmesi süreçlerinin tüm
konfederasyonların dâhil olabildiği şekilde işletilmeli, geniş uzlaşma
kurulları oluşturulmalıdır veya her konfederasyon kendi üyeleri adına sözleşme
yapma yetkisi getirilmelidir. Tek bir konfederasyona yetki verilmesi gibi
antidemokratik uygulamalara son verilmelidir.
Yandaş
konfederasyon bilmelidir ki;
Meşru bir masa olmayan sözde toplu sözleşme görüşmelerinde
attığınız imzalar ile memurları sattığınız unutulmamıştır.
Kamu emekçileri adına sözde toplu sözleşme
masasına oturan bu konfederasyon kendisini yetkili sanmaktan
vazgeçmelidir. Yetki de imza da AKP
hükümetindedir.
Bu nedenlerle Memur-Sen Konfederasyonu Başkanı, asla
kamu emekçilerinin temsilcisi olamaz! Zira
ortada ne gerçek bir toplu iş sözleşme görüşmesi ne de toplu pazarlık masası
bulunmaktadır.
Göbekten bağımlı olduğunuz hükümete
karşı, en ufak bir direnç gösteremeyeceğinizi tüm kamu emekçileri önceki satış sözleşmesi ve rakam kazıklarından bilmektedir.
Kamu emekçilerine; ekonomik krize, enflasyona, büyüme
rakamlarına ve gerçekçi ülke koşullarına göre hiçbir kazanım sağlamadığı yapılan
sefalet oranlı zamlarla görülmektedir.
Birleşik
Kamu-İş Konfederasyonu olarak diyoruz ki;
Kamu emekçileri sendika ağalığının geldiği durumu anlamalıdır ve yandaş konfederasyonun 2021 yılında yapacağı kirli pazarlığı, kapalı kapılar ardındaki satış sözleşmesini ve gizlemenin telaşını görmelidir.
BİRLEŞİK KAMU-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU