8. Dönem Toplu Sözleşme Taleplerimiz 28 Temmuz 2025, 16:44

TALEPLERİMİZ
Kamu emekçilerinin sendikalarının hükümetle “toplu görüşme” adı altında bir araya geldiği 2002-2010 yılları ve “toplu sözleşme” adıyla bir araya geldiği 2010-2025 yıllarını kapsayan dönemde, genel olarak mali hakların enflasyon oranında artırılması yeterli sayılmıştır.
İktidarın belirlediği ancak hiçbir zaman gerçekleşmeyen enflasyon hedefleri esas alınarak altı aylık aralıklarla uygulanmak üzere belirlenen zam oranları hiçbir dönem gerçekleşen TÜİK’in olabildiğince düşük hesapladığı enflasyonun yanına bile yaklaşamamıştır. Altıncı ayın sonunda enflasyon (TÜFE) yapılan zamdan düşük kalmışsa aradaki fark izleyen altı aylık dönemin mali haklarına yansıtılmıştır. Dolayısıyla sadece ücretlerin resmi enflasyona göre seviyesi korunmuş, ancak gerçek enflasyon karşısında satın alma gücü önemli ölçüde azalmış, aynı zamanda ekonomik büyümeden, diğer bir ifadeyle refahtan pay verilmemiştir.
Kamu emekçilerinden TÜİK’in enflasyon hesaplarına güvenmesi beklenmemelidir. TÜİK enflasyonu hesaplarken oldukça cimri davrandığı için, ücretlerin belirlenmesinde artık TÜFE yerine, bir bakıma enflasyon ve büyüme oranının bileşiği olan milli gelirdeki cari fiyatlarla artış oranının dikkate alınması gerektiğini savunuyoruz.
Bu yılın ikinci yarısı için kamu emekçilerinin ücretlerine yapılan yüzde 15,57 zam oranı ve milli gelirin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının OVP hedefleri gibi gerçekleşeceğini kabul ederek, memur maaşı ve emekli aylıklarındaki artış oranlarını milli gelirdeki cari fiyatlarla artışla karşılaştırdığımızda, ortalama memur maaşının yüzde 72 oranında daha az arttığı gözleniyor. Dolayısıyla kamu emekçilerinin milli gelirden hakkettiği payı alabilmesi için mali haklarının 2026-2027 yıllarında yapılacak zamlardan önce bu ölçüde artırılması gerekmektedir. Eğer bu artış yapılırsa kamu emekçilerinin ortalama aylık geliri yoksulluk sınırı düzeyine yükselmiş olacak. Unutulmalıdır ki yoksulluk sınırı insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmek için yapılması gereken zorunlu harcamayı göstermektedir.
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’nun araştırma birimi KAMUAR’ın araştırmasına göre Haziran 2025 itibariyle yoksulluk sınırı 83 bin 859 lira düzeyinde bulunuyor. Yoksulluk sınırı bu yılın ilk altı ayında yüzde 18 oranında arttı. KAMUAR, yılın ikinci altı aylık döneminde de buna yakın bir düzeyde artacağını tahmin ettiği yoksulluk sınırının yıl sonunda 97 bin lirayı geçeceğini hesaplamaktadır.
Ortalama memur maaşının yüzde 72’si kadar zam ortalama memur maaşını 98 bin lira düzeyine çıkarmaktadır. Bu rakam hem kamu emekçilerinin milli gelirden aldığı payın 2002 yılı düzeyine çıkarılması hem de yoksulluk sınırının yakalanması hedefimizle uyumludur.
Bütün bu değerlendirmeler ışığında 2026-2027 yılı toplu sözleşmesiyle ilgili olarak taleplerimizi özetle şöyle sıralıyoruz:
ÜCRET, MAAŞ VE DİĞER ÖZLÜK HAKLARIYLA İLGİLİ TALEPLERİMİZ
- MAAŞ ZAMMI: Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak ortalama kamu emekçisi maaşının 2002 yılında milli gelirden aldığı payı yeniden alabilmesini esas alan bir ücret zammı talep ediyoruz.
- Dolayısıyla öncelikle Ocak 2026’da yapılması gereken katsayı artışlarına temel oluşturacak, aylık katsayı, taban aylık katsayısı ve yan ödeme katsayısı 2025 yılı sonunda yüzde 72 oranında artırılmalıdır. Toplu sözleşmeyle belirlenecek Ocak 2026 zam oranı ve Temmuz-Aralık 2025 dönemine ilişkin enflasyon farkı bu artışla ortalama 98 bin liraya çıkacak olan maaş, ücret ve aylıklar üzerinden yapılmalıdır.
- Bu şekilde artırılan aylık katsayı, taban aylığı katsayısı ile ödeme katsayıları;
- 1 Ocak 2026’dan geçerli olmak üzere yüzde 25,
- 1 Temmuz 2026’dan geçerli olmak üzere yüzde 25
- 1 Ocak 2027’den geçerli olmak üzere yüzde 25
- 1 Temmuz 2027’den geçerli olmak üzere yüzde 25
oranında artırılmalıdır.
- ENFLASYON FARKI: Birikimli enflasyonun o altı ayın başında toplu sözleşmeyle belirlenen zam oranını aştığı aydan itibaren enflasyon farkı maaş ve ücretlere aylık olarak yansıtılmalıdır.
- İKRAMİYE: Tüm kamu emekçilerine her üç ayda bir (yılda dört defa) birer maaş tutarında ikramiye ödenmelidir.
- BARINMA YARDIMI: Kamu emekçilerinin artan kira giderlerine karşı korunması ve insanca yaşam koşullarına uygun barınma sağlanması amacıyla, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu uyarınca lojman tahsis edilmemiş ve kirada oturan tüm kamu emekçilerine kira yardımı yapılmalıdır.
- Kira yardımı miktarları, İstanbul, Ankara ve İzmir’de görev yapan kamu emekçilerine 25.000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı, diğer illerde görev yapan kamu emekçilerine 20.000 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpılmasıyla belirlenir.
- Kira yardımı her türlü vergi kesintisinden muaftır. Kamu alacakları dahil herhangi bir alacak kalemi nedeniyle haczedilemez.
- Hak sahiplerinin tercihine uygun olarak her haneye bir kira yardımı yapılır.
- Mevcut lojmanların kullanımında “görev tahsisli” uygulama kaldırılarak, lojmanlar tüm kamu emekçilerine eşit olarak tahsis edilir. Lojman tahsisinde unvan, görev veya statü farkı gözetilmez; kendi yaşamını idame ettiremeyecek ölçüde engelli aile bireyi olanlara öncelik istinası dışında ihtiyaç ve başvuru sırası esas alınır.
- EK GÖSTERGE: Üniversite mezunu tüm memurların ek göstergelerinin 3.600’e çıkabilmelerine olanak sağlayan ve bunun altındaki ve üzerindeki ek göstergeler de bu göstergeye uygun olarak belirlenmeli ve tüm kamu emekçilerine ek gösterge verilecek şekilde bir yasal düzenleme yapılmalıdır.
- EK ÖDEMELER: Kamu emekçilerine maaşlarıyla birlikte yapılan tüm ek ödemeler emekliliğe esas alınmalı ve bu tutarların emekli aylığına da yansıtılması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, yeni bir yasal düzenleme yapılarak 7456 sayılı Kanunla kamu emekçilerine Temmuz 2023 itibariyle verilen ek ödemenin (güncel tutarı 16 bin 165 TL) emekli aylıklarına, emekli ikramiyesi ve sözleşmelilerin iş sonu tazminatına yansıtılması sağlanmalıdır.
- KIDEM AYLIĞI: Kıdem aylığında uygulanan 25 yıllık süre sınırı kaldırılmalı ve yine kıdem aylığının hesaplanmasında esas alınan 20 gösterge rakamı 200 olarak uygulanmalıdır.
- DERECE ARTIŞI: 1 Ocak 2016 tarihinden önce görevde bulunan tüm kamu emekçilerine ilave 1 derece verilmişti. Bu nedenle 1 Ocak 2016’dan sonra göreve başlayan kamu emekçilerine de 1 derece verilmelidir.
- AİLE (EŞ VE ÇOCUK)YARDIMI: Kamu emekçisinin, çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık almayan eşi için 4500 gösterge rakamı x memur maaş katsayısı, her çocuk için aylık net 1.500 gösterge rakamı x memur maaş katsayısı tutarında ödeme yapılmalıdır. Ortak çocuk, evlat edinilmiş çocuk, üvey çocuk ve koruyucu aile çocuğu arasında ödenekten yararlanma konusunda herhangi bir fark olmamalıdır.
- Çocuk için ödenen aile yardım ödeneğinin çocuğun bakım ve gözetimini yapan kişiye yansıtılması esas olmalıdır. Boşanma, yargısal ayrılık kararı ve ispatı şartıyla fiili ayrılık durumunda da bu ilkeye uygun uygulama yapılmalıdır. Çocuğun bakımı ve gözetimini bütünüyle 3. bir kişi yapıyorsa, yine belgelenmesi şartıyla çocuk için ödenmesi gereken tutarlar bu kişilerin hesabına yansıtılmalıdır. Bu tür bakım ve gözetimin başladığı tarihin geçmişe etkili olması halinde, aradaki fark yersiz olarak ödeneği alan kamu emekçisinin maaşından makul ölçülerde kesilerek bakım ve gözetimi yapan kişinin hesabına aktarılmalıdır.
- Her iki eş de faal ya da emekli kamu emekçisi ise ödenek, eşlerin ortak bildirimde bulunduğu tarafa, bildirim yoksa anneye yapılmalıdır.
- Ödenek, hiçbir vergi veya kesintiye tabi tutulmamalı, özel borçlar ve kamu alacakları için haczedilememelidir.
- Burs aldığı, devletçe okutulduğu ve ticaret yaptığı için kesilen çocuğa özgü aile yardım ödeneği, bu koşulların ortadan kalkması halinde takip eden ayın başından itibaren yeniden bağlanmalıdır. Çocuğun evliliği nedeniyle kesintiye uğrayan aile ödeneği, boşanma halinde yeniden tahsis edilmelidir.
- Çocuğa özgülenmiş aile yardımı ödeneği için yaş sınırı aranmamalıdır.
- Aile yardımı ödeneği doğduğu tarih başlangıç kabul edilerek süre sınırı olmaksızın geçmişe etkili olarak ve doğduğu tarihten itibaren yasal faiziyle ödenmelidir. Toplu sözleşme ve hakem kurulu kararları bu kanuni hakkın kullanımını kısıtlayacak şekilde yorumlanmamalıdır.
- ÇOCUK SAHİBİ OLMA YARDIMI: Doğumla veya evlat edinme yoluyla çocuğu olan ya da koruyucu aile sıfatıyla bir çocuğun bakımını üstlenen kamu emekçisine 20.000 gösterge rakamı x memur maaş katsayısı formülü ile hesaplanan çocuk sahibi olma ödeneği verilmelidir.
- Eşlerden her ikisi de kamu emekçisi ise yardım tutarı kadına ödenir.
- Çocuk sahibi olma yardımından emekli kamu emekçileri de yararlanmalıdır.
- Çocuk sahibi olma yardımı kapsamında sağlanan ödenekten herhangi bir vergi kesintisi yapılmamalıdır.
- Ödenek tutarı üzerine kamu alacağı ya da özel alacak iddiasına dayalı olarak haciz konulamamalıdır.
- KREEŞ YARDIMI: Kreş ve Bakıcı Desteği;50 ve üzeri çalışanın olduğu işyerlerinde ücretsiz kreş açılmalı; 50 sayısının altında ise; birbirine yakın Kamu Kurumlarında biri merkez kabul edilerek açılacak kreşten diğer kurum çalışanlarının da faydalanmaları sağlanmalı, yararlanamayan personele ise; hizmetleri dışarıdan karşılayabilmesi için aylık olarak 5.000 gösterge rakamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda parasal destek destek sağlanmalıdır.
- GELİR VERGİSİ: Ücretlerin vergilendirilmesinde yüzde 15’lik tek tarifeye geçilmelidir.
- ÖLÜM YARDIMI: Kamu emekçisinin kamu emekçisi olmayan eşinin, bakım ve gözetiminde olan çocuğun, bakım ve gözetiminde olan anne, baba ve kardeşlerinin ölümü halinde en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 5 katı tutarında ölüm yardımı ödeneği verilmelidir.
- Ölüm yardımı ödeneğinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmamalı, ödenek üzerine kamu alacağı ya da özel alacak iddiasına dayalı olarak haciz konulamamalıdır.
- EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET: Kamuda aynı kadro ve unvanlarda çalışanlar arasındaki ücret farklılıkları giderilmeli eşit işe eşit ücret ödenmelidir.
- KIYAFET YARDIMI: Kamu hizmeti sırasında kullanılan giyim malzemelerinin mali külfetinin kamu emekçisinin omuzları üzerine bırakılması kabul edilemez. Bu nedenle 657 Sayılı Kanunun 211. maddesinin genel atfına dayalı Memurlara Giyecek Yardım Yönetmeliği, aynı Kanun kapsamında görev yapan kamu emekçilerinin tamamını kapsamalıdır.
- Özel tip kıyafetle çalışan kamu emekçilerine ayni yardım yapılmalı, diğerlerine aylık 1000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpılması formülü ile hesaplanacak tutar nakdi olarak ödenmelidir.
- Giyecek yardımı kapsamında sağlanacak ödenekten herhangi bir vergi kesintisi yapılmamalı, ödenek üzerine kamu alacağı ya da özel alacak iddiasına dayalı olarak haciz konulamamalıdır.
- Her hizmet kolunda 4 büyük Konfederasyon temsilcisinin olduğu Giyecek Yardım Komisyonu kurulmalı, giyecek yardımı sürecinin sevk ve idaresi bu komisyon aracılığı ile yürütülmelidir.
- KORUYUCU MELBUSAT VE DONANIM: Kamu görevlilerinin yerine getirdikleri görevlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince kullanmak veya giymek zorunda oldukları koruyucu melbusat ve donanım, Avrupa Birliği Standartlarına uygun olarak sağlanmalı, bunların alımına ilişkin ihalelere ve teslim alınma süreçlerine sendika temsilcileri de katılmalıdır.
- ÖZEL HİZMET TAZMİNATI: Özel hizmet tazminatları, halen 45 olan en düşük özel hizmet tazminatı 100 olarak belirlenecek şekilde artırılmalıdır.
- HARCIRAH VE GÖREV YOLLUKLARI: Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (H) cetvelindeki gündelik ve tazminat tutarları 2026 ve 2027 yılları için 5 katı olarak uygulanmalıdır.
- FAZLA MESAİ: Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (K) cetvelinde belirlenen saat başı fazla çalışma ücretinin (2025 yılı için 13,60 TL) 10 kat olarak uygulanmalıdır. İzin karşılığı fazla çalışma yaptırmaya yönelik düzenleme kaldırılmalıdır. Fazla çalışma yaptırılması halinde ödenecek ücret, günün koşullarına göre kanunla veya toplu sözleşmeyle düzenlenebilir hale getirilmelidir.
- NÖBET ÜCRETİ: Kamu emekçilerinin hizmetin doğasından dolayı yapmakta oldukları nöbet hizmetlerine ilişkin almakta oldukları nöbet ücretlerine yönelik günün şartlarına göre yeniden düzenleme yapılmalı ve Yapılan nöbete yönelik ücret fazla çalışma ücretiyle paralel olarak belirlenmelidir. Nöbet karşılığı kullanılan izin süreleri bu doğrultuda arttırılmalıdır.
- EVLİLİK YARDIMI: Kendisi ya da çocuğu evlenen kamu emekçisine, ek gösterge dahil en yüksek devlet memuru aylığının 15 katı tutarında evlenme yardımı ödeneği verilmelidir. Çocuğun evliliği sebebiyle ödenekten yararlanabilmek için, çocuğun üvey, evlat edinilmiş ya da koruyucu aile vasfıyla kamu emekçisinin bakmakta olduğu çocuk olması fark yaratmaz.
- Yine kendisi yad a çocuğu evlenen kamu emekçisine 60 ay vadeli 1 yıl geri ödemesiz 400.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda faizsiz evlilik ödeneği verilmeli, bu mümkün olmazsa aynı koşullarla kamu bankalarından kredi temin etmesine olanak sağlanmalıdır.
- Evlilik yardımı kapsamında sağlanan ödenek ve kredi tutarlarından herhangi bir vergi kesintisi yapılmamalıdır.
- Ödenek ve kredi tutarları üzerine kamu alacağı ya da özel alacak iddiasına dayalı olarak haciz konulamamalıdır.
- YEMEK YARDIMI: Yemek hizmeti, tüm kamu emekçileri ile kamu hizmeti sunumuna katkı sunan işçi, stajyer ve öğrenciler lehine istisnasız bir hak olarak kabul edilmeli, emekçi sayısı ne olursa olsun tüm işyerlerinde ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
- Radyoaktif ışınlara temas riski oluşturan, zehirli hava içeren, yüksek gürültülü, yüksek gerilimli ortamda çalışanlara düzenli olarak koruyucu ve takviye edici gıda desteği verilmelidir.
- Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği’nin yemek hizmeti sağlanmasını, işyerinde elverişli yer bulunması şartına bağlayan ve kanuni dayanağı olmayan hükmü ihmal edilmeli, idare, işyerlerinde yemek hizmeti sunumu için gereken fiziki koşulları sağlama yükümlülüğüne sahip olmalıdır.
- Yönetmeliğin yemek hizmeti sağlanması konusunda yetkili amire takdir hakkı veren kısıtlayıcı hükmünün de kanuni dayanağı yoktur. Toplu Sözleşmeyle amirin bu yetkisi ortadan kaldırılmalıdır.
- Yemek servisi hizmetleri komisyonunda, yetkili sendika temsilcisi yer almalıdır.
- İşyerinde emekçi sayısının az olması nedeniyle yemek servisi sunmanın ekonomik olmaması durumunda, yemek hizmeti hizmet alımı yöntemiyle ya da yemek servisi yapan en yakın kamu kurumundan temin edilmelidir.
- Mesai saatleri dışına taşan çalışmalar için hak sahiplerine yemek kartı verilmelidir. Yemek kartının günlük tutarı, 350 gösterge rakamı x maaş katsayısı formülü ile belirlenmelidir
- EMEKLİ İKRAMİYESİ: Kamu emekçilerinin emekli ikramiyeleri, TOKİ’nin emekli olunan yıl orta gelir grubu için satışa sunduğu toplu konut projelerindeki 3+1 bir dairenin liste fiyatından az olmamalıdır.
- EMEKLİYE ÇOCUK VE AİLE YARDIMI: Kamu emekçilerine çalışırken ödenen aile ve çocuk yardımı, emekliliklerinde de ödenmeye devam edilmeli.
- AYLIK BAĞLAMA ORANLARI: 5510 sayılı Kanunla prim ödenen her bir yıl için yüzde 2 olarak belirlenen emekli aylığı bağlama oranı yüzde 3,2’ye çıkarılmalıdır. Böylece çalışırken elde edilen kazancın yüzde 80’i’ne kadar emekli aylığı bağlanmasının yolu açılmalıdır. Emekli aylığının hesaplanmasında milli gelir büyüme oranının yüzde 30’unun dikkate alınması uygulamasından vaz geçilmeli ve büyüme oranının tamamı hesaplama dahil edilmelidir.
- GÖREV TAZMİNATLARI: Bazı kamu emekçilerine ödenen görev tazminatları günün koşullarına uygun hale getirilecek şekilde artırılmalıdır.
- YILLIK İZİN: On yıla kadar kıdemi olanlara verilen "yirmi gün" yıllık izin 30 güne çıkarılmalı, on yıl ve daha fazla kıdemi olanlara da 35 gün izin verilmelidir.
- Yıllık izin kullanımında amirin uygun bulma şartının kaldırılması sağlanmalıdır
- Yıllık izinlerin kullanımında iki yıl içerisinde kullanılmadığı hallerde izin hakkının düşmesine ilişkin düzenleme kaldırılmalı, iki yıl içinde kullanılma esas hale getirilmeli, yine de bu izinler kullandırılmadığı takdirde emekli olunduğunda kullanılmayan yıllık izinlerin tutarları çalışana ödenmelidir.
- MAZERET İZİNLERİ: Kamu emekçilerinin Mazeret izinlerinin süreleri arttırılmalı, mazeret izinleri hususunda Atamaya yetkili amirlerin takdir hakları kısıtlanmalı, makul ve haklı gerekçelerin sunulması halinde mazeret izinleri verilmelidir.
- Kamu emekçilerinin bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin hastalıkları halinde sağlık kurulu raporuyla belgelemeleri şartıyla ücretli refakatçi izni verilmelidir.
- KONUT KREDİSİ: Herhangi bir konutu olmayan kamu emekçilerine faizsiz veya düşük faizli, devlet destekli konut kredisi verilmesine ilişkin düzenleme yapılmalıdır.
DİĞER TALEPLERİMİZ
- Kamuda görev yapan personelin iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korunması, güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulması için ulusal ve uluslararası mevzuatla uyumlu öneriler geliştirilmelidir. İş yeri tehlike sınıfları belirlenerek her kamu emekçisinin mesleki risklere karşı hakları güvence altına alınmalıdır.
- Kamuda görevde yükselmelerde mülakat uygulaması verilen sözlere uyularak kaldırılmalı atamalarda sadece liyakat esas alınmalıdır.
- Anayasa’nın çalışma yaşamı ve çalışanların haklarına ilişkin hükümleri, uluslararası sözleşmelere uygun olarak, ayrımsız tüm çalışanlara sendika hakkı, grev ve toplu sözleşme hakkını içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Grev hakkı anayasal güvenceye alınmalıdır.
- Sendikaların kuruluş ve işleyişini uluslararası sözleşmelere göre düzenleyen ve yasalarla belirlenen asgari şartların üzerinde, çalışanlar lehinde düzenlemeler yapılmasına olanak sağlayacak toplu sözleşme sistemini tanımlayan bir sendikalar ve toplu sözleşme yasası çıkarılmalıdır.
- Kamu otoritesinin sendikaların kuruluş ve işleyişine, Anayasadaki özel sınırlamalar haricinde karışması engellenmelidir.
- Sendika yönetici ve temsilcilerine güvence verilmeli, sendikal ayrımcılığa yaptırım uygulanmalıdır.
- Toplu sözleşme yetkisinin tespitinde sendikaların temsil gücünün yanı sıra kamu otoritesi karşısındaki bağımsızlığı da bir ön koşul olmalıdır. Bağımsızlık önceden belirlenmiş objektif kriterlere göre, siyasal etkilerden uzak bağımsız bir organ tarafından değerlendirilmelidir.
- Arabuluculuk dışında zorunlu tahkim anlamına gelecek hakem heyetlerine yer verilmemelidir.
- Sendikal ve çalışma yaşamına ilişkin yargıya intikal eden konularda hızlı yargılama sistemi getirilmeli, böylece davaların konusuz kalması veya yargı kararının sonuçsuz kalması önlenmelidir.
- Kamu emekçilerinin, yaptıkları kamu göreviyle ilgili bir nedenle yargılanması halinde, devletin çalışanına hukuki yardımda bulunması sağlanmalıdır.
- Kamu işveren vekillerinin hukuka aykırı şekilde idari işlem yaptıklarının yargı kararıyla tespit edilmesi halinde, bu işlemden doğan kamu zararının, işlemi yapan kamu yöneticilerine rücu edilmesinin yolu açılmalıdır.
- Tayin, terfi, yer değiştirme ve görev değiştirme konularında mevzuat yeniden düzenlenerek keyfi kararlar ve siyasi kadrolaşma önlenmeli, atama ve terfi işlemlerinde eğitim, kariyer ve liyakati esas alacak bir sistem oluşturulmalıdır.
- Sendikalara çalışanlarla ilgili her konuda taraf olma ve üyelerini temsil etme olanağı sağlanmalıdır. Yönetsel konularda da sendika temsilcilerinin gözlemci olarak bulunmasına izin verilmelidir.
- Kamu emekçileri, 4A, 4/B, 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel vb. ayrımlara tabi tutulmamalı, tüm kamu emekçileri aynı statüde istihdam edilmelidir.
- GİH sınıfında görev yapan tüm kamu emekçileri kadro ve kazanılmış hak aylık derecelerinin unvan farkı gözetmeksizin öğrenim durumlarına göre 1’inci dereceye kadar yükselebilmesi için düzenleme yapılmalıdır.
- Yardımcı Hizmetler sınıfı ve Genel İdare Hizmetleri sınıfı kadrolarının görev tanımı yapılarak bu personelin görevi dışında diğer işlerde kullanılması önlenmelidir. Teknik Hizmetler ve Sağlık Hizmetleri sınıfındaki personel kadroları dışında çalıştırılmamalıdır.
- Sendika hakkından mevzuat gereği veya fiili olarak yararlandırılmayan, hâkim, savcı, askeri personel ve polisin sendika hakkı güvenceye alınmalıdır. Sendikal haklarının kısıtlanmasında uluslararası sözleşmelere aykırı hükümlere yer verilmemelidir.
- Kamu varlıklarının özelleştirilmesinden vazgeçilmelidir. Daha önce özelleştirilen kuruluşlardan özelleştirme öncesi hedeflere uygun olmayan şekilde çalışan veya çalışması tamamen durdurulan kuruluşlar, tekrar kamulaştırılarak ekonomiye kazandırılmalı bu yolla istihdam arttırılmalıdır.
- Kamu emekçilerinin 40 saat olan çalışma süreleri 35 saate indirilmelidir.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, imza koyduğu Birleşmiş Milletler Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile eklerindeki, Avrupa Sosyal Şartı’ndaki ve ILO Sözleşmelerindeki taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmeli, bu yükümlülükler etkili-örgütlü mekanizmalarla ulusal ve uluslararası düzeyde takip edilmelidir.
- Sendika üyeliği ve istifa e-devlet portalı üzerinden de yapılmalıdır.
- En son 2006 yılında çıkarılan disiplin affı; zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, terör suçları dışında yeniden çıkarılmalı.
- Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan Kamu emekçilerinin tamamının yaptıkları işe ve çalışma sistemine bağlı olmaksızın ücretsiz servis hizmetlerinden yararlandırılması sağlanmalıdır.
DIĞER HABERLER
-
8. Dönem Toplu Sözleşme Taleplerimiz
28 Temmuz 2025, 16:44 -
UZMAN DİYANET-SEN’İN KATILIMIYLA BİRLEŞİK KAMU-İŞ DAHA DA GÜÇLENDİ
15 Eylül 2025, 14:40 -
CHP HEYETİ’NDEN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
12 Eylül 2025, 17:54 -
SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ GASP EDİLMESİNE SEYİRCİ KALMAYIZ!
08 Eylül 2025, 18:10 -
POLİS KARAKOLUNA GERÇEKLEŞTİRİLEN SALDIRIYI LANETLİYORUZ!
08 Eylül 2025, 11:32 -
İNSANCA BİR YAŞAM ANCAK NİTELİKLİ EĞİTİMLE MÜMKÜNDÜR!
07 Eylül 2025, 21:42 -
ANA MUHALEFET PARTİSİNİN İSTANBUL İL BAŞKANLIĞINA KAYYIM ATANMASI DEMOKRASİYE DARBEDİR
03 Eylül 2025, 14:50 -
TÜİK’İN MAKYAJLI RAKAMLARI GERÇEK ENFLASYONU GİZLEYEMEZ!
03 Eylül 2025, 12:38 -
Niyazi Altunya'dan Konfederasyonumuza Ziyaret
02 Eylül 2025, 19:17 -
SAVAŞLARIN GÖLGESİNDE GELEN DÜNYA BARIŞ GÜNÜ TÜM İNSANLIK İÇİN MİLAT OLMALI
01 Eylül 2025, 09:00