GİDİLEN YOL NE BARIŞA NE ÖZGÜRLÜĞE NE DE DEMOKRASİYE ÇIKACAKTIR! 23 Ekim 202415:31,

Ulus-devletleşme sürecinin bir parçası olarak, 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu ideolojisi açık ve nettir.
Anayasanın ilk dört maddesine yönelik açıklamalarla başlayan ve terörist başının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne davet edilmesiyle devam eden açıklamalar kabul edilemez.
Terörist başının, iktidarın küçük ortağı tarafından Meclis’e davet edilmesi, terörle mücadelede canını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin ve özellikle şehitlerimizin fedakarlığını hiçe saymaktır. Bizler Anayasa’nın ilk dört maddesinden ödün verilmesine, Gazi Meclis’te terörist başını meşrulaştırmasına asla geçit vermeyeceğiz.
Abdullah Öcalan, binlerce vatandaşımızın kanına giren, ülkemizin güvenliğini tehdit eden bir teröristtir. Öcalan gibi bir katilin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşmasına veya herhangi bir şekilde meşru bir zemin kazanmasına imkân tanımak, ulusumuzun birliğine ve bütünlüğüne büyük zarar verecek, şehitlerimizin aziz hatırasına büyük bir saygısızlık olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist odaklı bölücülerin ve teröristlerin oyun alanı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sahipleri, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi bütün Türk Milletinindir. Etnik kimlik üzerinden siyaset yürütmek, toplumda kutuplaşma tehlikesi yaratacak, terör örgütlerinin ve bölücü zihniyetlerin cesaretini artıracaktır.
Terörle mücadelenin yegâne yolu, teröristlerin hukuk önünde hesap vermesi ve cezalarını çekmesidir. Herhangi bir ayrıcalık ya da taviz, terör örgütlerinin cesaretini artırmaktan ve bölücü emellerine hizmet etmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle, siyasilerin bu tür açıklamaları kabul edilemez.
Anayasaya göre “Cumhuriyeti korumak” devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmaktadır. Türkiye Cumhuriyetini temsil eden siyasi iktidarın tüm çabalarına rağmen; Atatürk ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetimizin kazanımlarını, laik, demokratik sosyal hukuk devletini ve ülke bütünlüğünü korumaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Cumhuriyetimiz ve geleceğimiz açısından yaşamsal önem taşıyan kurucu değerlerimizi kimsenin sarsmasına ve değiştirmesine izin vermeyeceğiz.
Tarihsel uyarımızı yapıyoruz:
Gidilen yol, ne barışa, ne özgürlüğe, ne de demokrasiye çıkacaktır. Daha önce de benzer yollara sapılmış ve sonuç, toplumdaki kutuplaşmanın derinleşmesi, onlarca, hatta yüzlerce ölüm olmuştur. Çözüm, daha güçlü bir demokrasi inşa etmek iken, demokrasiden uzaklaşmayı toplumsal barışın yolu olarak sunmak, halkımıza karşı söylenmiş bir yalandır.
Anayasanın ilk dört maddesine yönelik açıklamalarla başlayan ve terörist başının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne davet edilmesiyle devam eden açıklamalar kabul edilemez.
Terörist başının, iktidarın küçük ortağı tarafından Meclis’e davet edilmesi, terörle mücadelede canını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin ve özellikle şehitlerimizin fedakarlığını hiçe saymaktır. Bizler Anayasa’nın ilk dört maddesinden ödün verilmesine, Gazi Meclis’te terörist başını meşrulaştırmasına asla geçit vermeyeceğiz.
Abdullah Öcalan, binlerce vatandaşımızın kanına giren, ülkemizin güvenliğini tehdit eden bir teröristtir. Öcalan gibi bir katilin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşmasına veya herhangi bir şekilde meşru bir zemin kazanmasına imkân tanımak, ulusumuzun birliğine ve bütünlüğüne büyük zarar verecek, şehitlerimizin aziz hatırasına büyük bir saygısızlık olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist odaklı bölücülerin ve teröristlerin oyun alanı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sahipleri, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi bütün Türk Milletinindir. Etnik kimlik üzerinden siyaset yürütmek, toplumda kutuplaşma tehlikesi yaratacak, terör örgütlerinin ve bölücü zihniyetlerin cesaretini artıracaktır.
Terörle mücadelenin yegâne yolu, teröristlerin hukuk önünde hesap vermesi ve cezalarını çekmesidir. Herhangi bir ayrıcalık ya da taviz, terör örgütlerinin cesaretini artırmaktan ve bölücü emellerine hizmet etmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle, siyasilerin bu tür açıklamaları kabul edilemez.
Anayasaya göre “Cumhuriyeti korumak” devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmaktadır. Türkiye Cumhuriyetini temsil eden siyasi iktidarın tüm çabalarına rağmen; Atatürk ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetimizin kazanımlarını, laik, demokratik sosyal hukuk devletini ve ülke bütünlüğünü korumaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Cumhuriyetimiz ve geleceğimiz açısından yaşamsal önem taşıyan kurucu değerlerimizi kimsenin sarsmasına ve değiştirmesine izin vermeyeceğiz.
Tarihsel uyarımızı yapıyoruz:
Gidilen yol, ne barışa, ne özgürlüğe, ne de demokrasiye çıkacaktır. Daha önce de benzer yollara sapılmış ve sonuç, toplumdaki kutuplaşmanın derinleşmesi, onlarca, hatta yüzlerce ölüm olmuştur. Çözüm, daha güçlü bir demokrasi inşa etmek iken, demokrasiden uzaklaşmayı toplumsal barışın yolu olarak sunmak, halkımıza karşı söylenmiş bir yalandır.
DIĞER HABERLER
-
DEMOKRASİYE VE HALK İRADESİNE VE MASUMİYET KARİNESİNE SAHİP ÇIKIYORUZ!
05 Temmuz 2025, 11:32 -
TÜİK İSTATİSTİK DEĞİL HAZIROLDAKİ EMİR ERİ KURUMUDUR!
03 Temmuz 2025, 14:31 -
MADIMAK'IN 32. YILINDA AYDINLIĞA YÖNELİK SALDIRILAR SÜRÜYOR
03 Temmuz 2025, 13:57 -
EĞİTİM-İŞ SAMSUN ŞUBESİ VE İLÇE TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
28 Haziran 2025, 19:42 -
BİRLEŞİK KAMU-İŞ'TEN SİVAS İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ FATİH ERDOĞAN’A ZİYARET
27 Haziran 2025, 09:56 -
BİRLEŞİK KAMU-İŞ'TEN CHP DİYARBAKIR İL BAŞKANLIĞI'NA ZİYARET
25 Haziran 2025, 14:11 -
MAAŞLAR ERİYOR, ONLAR BİRBİRLERİNİ ÖVÜYOR!
24 Haziran 2025, 14:28 -
BİRLEŞİK KAMU-İŞ AÇLIK-YOKSULLUK ARAŞTIRMASI HAZİRAN 2025
24 Haziran 2025, 11:59 -
MONTAJ VİDEOYLA GAZETECİ TUTUKLAMAK DEMOKRASİYE DARBE VURMAKTIR
22 Haziran 2025, 22:30 -
KAMU EMEKÇİSİNİN HAKKI OLANI ALANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM!
18 Haziran 2025, 15:06