İş güvenliğinin sağlanmadığı, çalışan işçilere değer verilmediği, denetimlerin yapılmadığı Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde katliam yaşandı.

Soma’yı unutmadık ve asla unutturmayacağız. 

Soma'da 301 madencimizin katledilmesinin üzerinden tam 10 yıl geçmişken, bu defa Erzincan İliç’te felaket yaşandı ve işçiler toprak altında kaldı, doğamız siyanürle baş başa bırakıldı.

Emek ve işçi sınıfı üzerindeki bu sömürü mekanizmasının böylesi bir sonuç doğurması ve benzeri olayların sık sık yaşanması asla bir tesadüf olamaz.

Burada asıl anlaşılması gereken, Ülkemizin birçok yerinde maden kazaları zaman zaman yaşanmaktadır. Ancak özellikle özelleştirmelerle birlikte insanlık dışı, çağdışı ilkel koşullar artmaya başlamıştır.  

Maden kazaları da, madenlerde ölümler de ne fıtrat, ne kader ne de kader planıdır. Gerekli denetim yapılmamış, diğer bir deyişle denetimle görevli kurumlar görevlerini yapmamış ve uyarılar kulak ardı edilmiştir.

Yaşanalar iktidarın denetim işlevini etkili biçimde yapamamasının sonuçlarından sadece birisidir.  Yapılması gereken açıktır, bu alanda konulmuş uluslararası çalışma standartlarına uyulmasıdır.

Soma Katliamında sorumluluğu olanların yargılandığı dava 10 yıl sürmesine rağmen adalet gerçekleşmedi.  Facia ile ilgili yıllar sonra ilk defa hakim karşısına çıkan 28 kamu görevlisinin yargılandığı duruşma ne yazık ki 12 Eylül’e erteledi. Bu erteleme sorumluların cezalandırmasının geciktirilmesinden başka bir anlamı yoktur.

Tarihimizin en kitlesel işçi katliamının dava sürecinde patronların ihmalleri mahkeme tutanaklarına, bilirkişi raporlarına yansımasına rağmen, patrona ve diğer sorumlulara ödül gibi cezalar verildi.  Sorumluların bir kısmı doğru dürüst yargılanmadı, bazıları adalet önünde hesap vermedi

Erzincan İliç’teki felaketin sıcaklığı gündemdeki yerini korumaktadır. Bunun yanı sıra Soma ve diğer maden ocaklarındaki kötü çalışma koşullarında hükümetin habersiz olması düşünülemez.

Soma ve Erzincan İliç ihmaller zincirinin ürünüdür. Soma’da yaşanan manzara vahşi kapitalizmin yol açtığı kazaların benzerleridir.

Üzülerek belirtiyoruz ki;

Çağın gerisinde yöntemler ile yapılan madencilik anlayışı emekçi hayatlarını karartmaktadır.

Emperyalistlerin kar hırsından dolayı maden ocaklarını özelleştiren, denetimsiz bırakan, taşeronlaştırma sistemini hayata geçiren AKP iktidarı, yaşanan bu kazaların ve katliamların birinci derecede sorumlusudur.

Maden katliamlarının ve işçi ölümlerinin önüne geçilmesi amacıyla; maden ocaklarında çalışan işçilerin sendikalı olmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; 10 yıl önce Soma’da  cinayete kurban  giden 301 emekçimizi, ailelerini, çocuklarını ve hayatını kaybeden işçilerimizi unutmuyoruz. Acıları önünde saygıyla eğiliyoruz. 

MERKEZ YÖNETİM KURULU