6 Şubat ve sonrasında gerçekleşen, rant odaklı ve denetimsiz yapılaşma yüzünden resmi rakamlara göre bile 50 binin üzerinde yurttaşımızın canını alan depremlerin ardından 10 ilimizde hayat hâlâ normale dönememektedir.

Seçime sayılı günler kala iktidar, felaketin açtığı yaraları sarmak konusundaki hevesini iyiden iyiye kaybetmiş, bu seçime odaklanma hali iktidarın atadığı yöneticilerin büyük bir çoğunluğuna da sirayet etmiştir.

Oysa yıkılan 10 ildeki bu görmezden gelme halinin mağdurlarından biri de kamu emekçileri olmuştur.

Depremin vurduğu illerde, imkansızlıklar içinde ve fedakarca çalışan, yer yer barınmadan içme suyuna kadar en temel ihtiyaçlarını bile zar zor giderirken emek vermeye devam eden kamu emekçilerinin birçok hak ve talebine hâlâ kulak tıkanmaktadır.

Birleşik Kamu-İş olarak hükümete sesleniyoruz: Oradaki kamu emekçileri devleti temsil etmektedir ve gösterdikleri olağanüstü gayretle sizin açtığınız büyük boşluğu doldurmaya uğraşmaktadır. Bu kamu emekçilerinin haklarını görmezden gelen, aslında kendi makamını silikleştirir.

Yapılması gerekenler bellidir:

• Daha önce Malatya ve Elazığ depremlerinde olduğu gibi; onarıcı nitelikte, 4123 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesi kapsamındaki fazla çalışma ücreti ve tazminatın süre sınırı uygulanmaksızın tavan miktardan ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca 375 sayılı KHK’nın 28 inci maddesinin (B) fıkrası uyarınca ödenebilecek ek tazminatın tavan miktardan ödenmesi şarttır.
• Depremden etkilenen 11 ilde görev yapan kamu görevlileri arasında, felakette hayatlarını kaybeden, halen daha enkaz altında olan, depremde yaralanan ve psikolojik travmalardan doğan hastalıklar sebebiyle çalışamayacak durumda olan kamu emekçileri de vardır. Bu emekçilere sosyal, psikolojik ve maddi destekler sistematik olarak sağlanmalıdır. Kendi emekçisindeki yıkımı bile onaramayan bir yönetim, ülkedeki yıkımı onaramaz.
• Bu illerin bazılarında temiz su ihtiyacı hala karşılanmadığı için çeşitli hastalıklar türemiş, bazı kamu binaları hizmet veremeyecek kadar zarar görmüş, bazı illerde de can güvenliği hala sağlanamamış durumdadır. Kamu hizmetlerinin düzgün yürütülebilmesi için bu sorunlar derhal giderilmeli ve bu sorunlardan dolayı görevlilerinden bölge dışına tayin isteyenlere kolaylık sağlanması ve boşalan kadrolara yeni istihdam sağlanmalıdır.

Vahim yıkım tablosundaki kendi paylarını gizlemek için depreme “asrın felaketi” adını takanlar, iyileştirmek için de asrın çabasını göstermek zorundadır. Kamu yönetimi, kader söylemlerine sığınarak değil yasa ve yönetmeliklerle sürdürülür.

Her zaman kamu emekçisinin haklarının savunucusu olan Birleşik Kamu-İş olarak yukarıda sıraladığımız hak ve kolaylıkların kamu emekçilerine derhal sağlanması çağrısında bulunuyor, deprem bölgesindeki kamu emekçilerinin durumunu yakından takip ettiğimizin altını çiziyoruz.

                                                                                                  MERKEZ YÖNETİM KURULU