DÜNYA GIDA GÜNÜNDE ACI TABLO: BESLENMEK LÜKS OLDU! 16 Ekim 2025, 14:48

Bugün Dünya Gıda Günü. Gıdaya erişimin yetersiz olduğu ülkelerdeki duruma dikkat çekmek ve gıda politikalarını masaya yatırmak için ilan edilen bugünde, güzide ülkemizde de tehlike çanları çalıyor.
Bugün, günün anlamı vesilesiyle kürsüye çıkacak birçok yöneticinin dünyada kıtlıkla boğuşan ülkelerden bahsedip alkış toplayacağını biliyoruz. Bugün birçok konuşmanın içinde bol bol “Gazze”, “Afrika”, “Suriye” laflarını duyacağız. Peki ya Türkiye?
Her zaman halktan ve halkın haklarından yana olan Birleşik Kamu-İş olarak Dünya Gıda Günü'nde ülkemizin gıda konusunda geldiği noktayı tüm gerçekleriyle ortaya koymayı asli vazifemiz sayıyoruz:
Konfederasyonumuzun araştırma birimi Kamu-Ar'ın eylül ayı raporu ortaya koyuyor ki açlık sınırı 29.444 liraya, yani asgari ücretin yaklaşık 7 bin TL üzerine çıkmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilen prime esas kazançlara göre Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışmaktadır. Kaçak ve bildirilmeyen emekçiler de hesap edildiğinde bu sayı 9 milyonu bulacaktır. Bu emekçilerin aileleri de hesap edildiğinde ortaya çıkmaktadır ki 35 milyonu aşkın yurttaşımız açlık sınırında, yani kendisinin ve ailesinin sağlığı için gerekli olan gıdaları satın alamadan, sadece parasının yettiği gıdalarla yetinerek yaşamaktadır.
TÜİK'in yalanları bir kenara bırakılacak olursa, eylül ayına açlık sınırı ve gıda denklemiyle bakacak olursak: Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 29 lira, geçen yıla göre ise 96 liralık artışla 524 lira oldu. 305 lira zamlanarak 6 bin 94 liraya yükselen süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama son bir yılda ise 1.454 lira arttı. Meyve için harcanması gereken para önceki aya göre 366 lira azalırken, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.086 lira artarak 3 bin 95 lira oldu. Sebze için harcanması gereken tutar ise önceki aya göre 184 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 784 lira artarak 3 bin 208 lira olarak gerçekleşti. Yani emekçiler için ekmek artık aslanın ağzında değil; midesine ulaştı.
Yine Kamu-Ar'ın araştırmasına göre, eylül ayında 4 kişilik bir ailenin yoksunluk hissi çekmeden yaşaması için gereken gelir 90 bin lira sınırına dayanmıştır. Bu rakamın aşağı yukarı yarısının gıda olduğu hesap edildiğinde Türkiye'de artık temel gıda maddelerine ulaşmanın nasıl bir lüks hâline geldiği anlaşılmaktadır.
Gıda enflasyonundaki bu vahim tablo, eğitimi ve yarınımız olan çocuklarımızın gelişimini de korkunç biçimde etkilemektedir. Kamuoyundan yükselen haklı talep ve tepkiye rağmen, okullarda çocuklarımıza bir öğün bile ücretsiz yemek verilmediği için öğrenciler derslere aç karnına giriyor, hem eğitimleri hem de fiziksel ve bedensel gelişimleri sekteye uğruyor.
Sürdürülebilir ve dışa bağımlı olmayan bir gıda politikasının üç ayağı vardır: doğru tarım politikası, doğru hayvancılık politikası ve doğru bir gıda sanayisinin tesis edilmesi. Türkiye, son 20 yılda bu üç sacayağını da yitirmiştir. Çiftçiler kan ağlamakta, hayvanlarını kesmek zorunda kalan hayvancılara el uzatmak varken ithal et kozu çekilmekte, gıda sanayisi yeterli desteği de denetimi de görememektedir. Bu gerçekliğe, sosyal devlet ilkesinin —maalesef birçok alanda olduğu gibi— gıda alanında da tarihe karıştığı eklendiğinde, gıda konusunda yakın gelecek için iyimser olmaya bir neden bulunamayacaktır.
Birleşik Kamu-İş olarak altını çiziyoruz:
Sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşmak her yurttaşımız için en temel, insani ve anayasal güvence altındaki bir haktır. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, liderlerinin günde kaç “ejder meyveli smoothie” içtiğiyle değil, halkının —özellikle de çocukların— nasıl beslendiğiyle ölçülür.
Halkın ezici bir çoğunluğunun günden güne yoksullaştığı, hanelere bırakın eti, meyve sebzenin bile taneyle girdiği, öğrencilerin açlık hislerini bastırmak için teneffüslerde musluktan su içtiği bir ülkede “gıda”, en öncelikli sorunlardandır. Genç Cumhuriyet'in her yurttaşına aynı hak ve imkânları sunan, gıda gibi temel sorunların ortadan kalkması için orta ve uzun vadeli toplumsal politikalar geliştirip harekete geçen anlayışına geri dönülmedikçe, gıdaya ulaşımın giderek derinleşen bir uçurum olması ne yazık ki kaçınılmazdır.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu
DIĞER HABERLER
-
DÜNYA GIDA GÜNÜNDE ACI TABLO: BESLENMEK LÜKS OLDU!
16 Ekim 2025, 14:48 -
KONFEDERASYONUMUZDAN, MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI VAHAP SEÇER'E ZİYARET
13 Ekim 2025, 21:00 -
EYLÜL ENFLASYONU İLE ÇALIŞAN VE EMEKLİLER ALACAKLI
03 Ekim 2025, 16:43 -
YÖNETİCİMİZ TUNCAY GÜR'ÜN YANINDAYIZ!
03 Ekim 2025, 13:07 -
İNSANLIK ONURU İÇİN ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANMALIYIZ!
02 Ekim 2025, 12:14 -
İTFAİYECİLERİN HAK MÜCADELESİNDE YANLARINDAYDIK
01 Ekim 2025, 20:00 -
KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU’NA KATILDIK
01 Ekim 2025, 17:00 -
8. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ 28 TEMMUZ 2025 TARİHİNDE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINDA BAŞLADI
28 Temmuz 2025, 17:00 -
HÜKÜMET KAMU EMEKÇİSİ VE EMEKLİLERİNE YİNE SEFALETİ REVA GÖRDÜ
12 Ağustos 2025, 19:00 -
18 AĞUSTOS 2025 SON TEKLİF AÇIKLANDI
18 Ağustos 2025, 19:00