Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı başlayan daha sonra adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Direnişi’nin üzerinden tam 10 yıl geçti.

Ülkemizde Mayıs ayı sonunda başlayıp Haziran ayında da devam eden gezi eylemlerinin üzerinde yıllar geçse de unutulmayacak Gezi Direniş’ini ortaya çıkardı.

Direniş sırasında Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert ve Hasan Ferit Gedik iktidara ve baskıya karşı düzenlenen protesto gösterilerinde yaşamlarını kaybetti.

Gezi eylemleri sırasında birçoğu ağır olmak üzere yüzlerce vatandaşımız yaralandı, yine binlerce vatandaşımız gözaltına alındı, eylemlere katıldığı gerekçesiyle yüzlerce kişi hakkında davalar açıldı. Gezi Davasının karar duruşmasında verilen ağır ve haksız cezalar ise Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçti.

AKP’ye karşı büyük bir halk tepkisini ortaya çıkaran Gezi eylemleri, ülke tarihinde silinmez izler bıraktı. Ülkemizde adalet, eşitlik, özgürlük aradığımız her yerde, baskı ve zorla karşılaştığımız her alanda aklımıza Gezi Direnişi gelmektedir.

Bu nedenle dalga dalga büyüyen direniş ruhundan, AKP iktidarı aradan geçen yıllara rağmen halen korkmaktadır.

AKP iktidarı da bilmektedir ki Gezi Park’ındaki tepki o parktaki ağaçlardan ibaret değildi, hükümetin dayatmacı tüm uygulamalarına karşı demokratik toplumsal bir tepkiydi.

AKP iktidarının kentleri, doğayı ve çocuklarımızın geleceğini hedef alan kar hırsıyla yoğrulmuş politikaları halen sürmektedir. Batıdan-doğuya, kuzeyden-güneye talan politikaları sürmektedir. Ülkemizde, hukuksuzluk ve keyfilik tıpkı Gezi eylemlerinin yapıldığı dönemdeki gibi devam etmektedir. İktidar keyfi uygulamalarını meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Ülke AKP eliyle gerici, baskıcı ve piyasacı kuşatma altındadır.  Saray yönetimi; laiklik başta olmak üzere en temel kazanımları tek tek tasfiye etmektedir. Ülke büyük bir karanlığa sürüklenmektedir. Kadınlar katledilirken İstanbul Sözleşmesi feshedilmiştir. Geleceğinden endişe eden milyonlarca genç, umutsuzluk içinde yurtdışında yaşamak istemektedir. İktidar;  ülkenin tüm kaynaklarını beşli çetelere aktarmaktadır. Cumhuriyetin kazanımları, değerleri ve fikirleri toplumun hafızasından silinmek istenmektedir.

Ülkede kurulmaya çalışılan otoriter rejime ve kalıcılaştırılmak istenen baskıcı ve faşizan uygulamalara karşı Türkiye Cumhuriyet’inin 100.yılında AKP’nin her türlü baskısına karşı Gezi Direnişi’ni hatırlatıyoruz.

Gezi Direnişi; ülkenin ağacına, toprağına, suyuna, demokrasisine, adaletine, özgürlüğüne, toplantı ve örgütlenme mücadelesine sahip çıkmaktır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyete ve kazanımlarına her koşulda sahip çıkmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Gezi’nin anlamına, ruhuna ve değerlerine sahip çıkıyoruz. Gezi Direnişi’nde hayatlarını kaybeden onurlu insanlarımızı saygıyla anıyoruz, direnişlerini mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.

 
MERKEZ YÖNETİM KURULU