20 Ağustos 2025 tarihinde Toplu Sözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanınca süreç Hakem Heyeti’ne devredilmiştir. Gelişme üzerine Merkez Yönetim Kurulumuz acil toplantı yaparak çeşitli eylem seçeneklerini üzerinde uzun süren müzakereler yapmış ve sonuçta zaman pazarlığında asıl muhatabın Cumhurbaşkanı olduğu kabulüyle, sesimizi duyurmak için öncelikle görüşme için Saray’dan randevu talep edilmesine, verilen süre içinde yanıt gelmemesi halinde yöneticiler düzeyinde Saray’a yürüyüş yapılmasına karar vermiştir.

Karar sonrasında Konfederasyonumuz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yeniden basın açıklaması gerçekleştirmiştir.

Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, yaptığı açıklamada artık sürecin muhatabının doğrudan Cumhurbaşkanlığı olduğunu ifade ederek kamu emekçisinin ve emeklilerinin taleplerini iletmek adına Cumhurbaşkanı’ndan randevu talebinde bulunulduğunu ifade etmiştir. Yıldırım, randevuya yanıt gelmediği taktirde Cumhurbaşkanlığı Külliyesine yürüyüş yapılacağına dair Merkez Yönetim Kurulu iradesini deklare etmiştir.

Genel Başkanımızın açıklaması şu şekildedir:

Toplu sözleşme yasasında grev hakkının olmaması ve 11 kişiden oluşan Hakem Heyeti’nin çoğunluğunun Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi, masada adil bir hakemlik yapılmasını imkânsız hale getirmektedir.

Bugün gelinen noktada, ikinci teklifin verilmesinin ardından Birleşik Kamu-İş olarak şu tespiti yapmıştık: Ne yazık ki Çalışma Bakanlığı ile yürütülen yaklaşık bir aylık süreçte gördüğümüz şey, toplu sözleşme masasında Çalışma Bakanlığı’nın yalnızca Maliye Bakanlığı’na aracılık ettiğidir. Çalışma Bakanlığı’nın memur ve memur emeklisinin zamları konusunda hiçbir yetkisinin ve inisiyatifinin olmadığı gerçeği artık açıkça ortaya çıkmıştır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak altını çizerek ifade ediyoruz:

Bu aşamadan sonra 2026-2027 yıllarında yaklaşık 25 milyon memur, memur emeklisi ve aileleri açlık ve yoksulluk içinde mi yaşayacak, yoksa kira, zorunlu gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek insanca yaşam koşullarına mı sahip olacak? İşte bu kritik sorunun yanıtı, Hakem Heyeti’nin çoğunluğunu atayan Sayın Cumhurbaşkanı’nın vereceği kararlarda saklıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Ya 25 milyona ulaşan memur, memur emeklisi ve ailelerini açlık ve yoksulluğa mahkûm eden bir karara imza atacaksınız ya da vatandaşınıza insanca yaşam koşullarını sağlamak için düzenleme talimatı vererek nefes aldıracaksınız.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak toplu sözleşme süreci tamamlanmadan, 85 milyonluk ülkemizin nüfusu içinde hayati öneme sahip olan bu konuyu doğrudan aktarmak amacıyla asıl muhatap olan Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz.

Toplu sözleşme sürecinde memur ve memur emeklilerinin yaşadığı mağduriyetin Sayın Cumhurbaşkanı’na tam olarak iletilmediğini düşünüyoruz. Bu nedenle süreci vekâleten bakanlar veya hakem heyeti ile değil, doğrudan Cumhurbaşkanı ile görüşmek istiyoruz.

Yarın akşama kadar Sayın Cumhurbaşkanı’ndan bu yönde bir davet gelmezse, yaklaşık 25 milyon kişinin haklarının sesi olmak ve sürece geç kalmamak adına, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi önünde kamuoyuna açıklama yapacağımızı ilan ediyoruz.